Pages

"Beni Sevmen Lazım!"




Kahvemi alıp, bilgisayarın başına geçtim. Kahvemi almak için durduğum yabancı dizimi izlemeye devam ettim. Kış mevsimini, kış mevsimi yapıp güzelleştiren de bu. İçeceğini alıp, dizi izlemek, film seyretmek. Battaniye ve biraz instagram efektleri ile bir kaç daha fazla beğeni garanti.

Dizimin yayınlanan son bölümünü izledikten sonra dışarı çıktım. Üzerimde kalın bir mont ve altında kalın bir eşorfman vardı. Pazardan almıştım ve o beni bu soğuk havada sıcak tutuyordu. Fırına girdim, iki ekmek aldım. Dışarıda soğuğun olduğundan haberleri yokmuş gibi, çok sıcaklardı. Eve doğru yürüme başladım.
Eve doğru yürürken birden bire karşımda İlayda’yı gördüm. İlayda, o kadar çok güzeldi ki karşı kaldırım da ayağı takılıp düşen teyze de umurumda değildi, yoldan geçerken hızı yüzünden yoldaki çamuru bana sıçratan araba da. Birbirimize bakarak, kitlenip kaldık.

Ben ne adım atabiliyordum, ne de konuşabiliyordum. Bu güzelliğin karşısında konuşmak kelimelere haksızlık ve aptallıktı. İlayda’ya bakmaya devam ettim. O sırada onun karşımda olmasının anlamı, her şeyi anlamsız kılmıştı. Somsoğuk olan hava ısındı, sımsıcak olan taze ekmek soğudu ve artık bayattı. Az önce yere düşen teyze hiçbir şey olmamış gibi kalkıp yürümeye devam etti, üstüme çamur sıçratan arabanın az ileride benzini bitip yolda kaldı.

Yeryüzünde tek anlamlı ve önemli olan güzellik karşımdaydı ve konuştu. “Çekebilir misin?
-”Çekilebilir misin?” dedi.
+”İlayda, nereye gidiyorsun? Lütfen beni bir kaç dakika dinle, bu sefer son.” dedim.
-”Olmaz” dedi. “Diğerleri de sondu.”

Biraz daha ısrar etmemin ardından İlayda ile yukarı doğru yürümeye başladık. Ben gözlerimi ondan alamıyorum, o ise yoldaki çamurlara basmamak için gözünü yoldan alamıyordu. İlayda’ya kısa bir süredir ilgi duyuyordum. O da bu ilginin farkındaydı, yani çok kısa bir süredir farkında. Ona ilgimi anlamasın diye “İŞ” diye bir lakap takmıştım, isim ve soyisminden oluşan bir kısaltma. Ama güzel olduğu kadar akıllı olmalı ki, bu şifreyi anlamıştı.

-”Beni sev demiyorum ama beni sevmelisin.
+”Neden Tuna? Diğerlerinin de sevmesi lazım değil miydi seni?
-”Bak diğerleri yok artk. Sen onlardan farklısın. Seni farklı kılan güzelliğin değil, seni çok seviyor olmam!

Bana baktı. Güldüğünde kaybolan ve benim içerisinde kaybolduğum gözleriyle baktı bana. Bakıp durdu. Tam ileriye adım atacakken;
Beni sevmelisin İlayda..” dedim.
Neden Tuna?.. Neden sevmeliyim?
Çünkü beni sevmen lazım.. Dünyanın daha yaşanabilir bir hal alması için beni sevmen lazım. Tüm karanlıkların aydınlanması için beni sevmen lazım. Tüm günahkarların affedilmesi için beni sevmen lazım. Mutlu sonların sadece masalllardan ibaret olmadığını anlaman için beni sevmen lazım. Kurbağası olduğum bu masala prenses olman için beni sevmen lazım. Bir insanın ne kadar sevilebileceğini görmen için beni sevmen lazım.” dedim.

Bana baktı, bakıp durdu.. Bir şey söyleyecek gibi oldu ama sustu. Daha sonra gitti. O evine girdi, yağmur başladı. Ayağıma kadar ıslandım. Başparmağıma kadar seviyordum ve başparmağıma kadar ıslanmıştım. Sırılsıklam bir aşıktım yani.
İlayda’nın beni sevmesi lazım. Bu kadar lazım iken sevmemesi, onun ayıbıydı..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder