Pages

Sweet February

Şubat'ı Kasım ayına çeviren kadına Bahar Ö.'e..



30 Aralık gününü 31 Aralık gününe bağlayan geceydi. Fenomen olan hesabından düşürdüğü kızla seviştikten sonra evine doğru yürümeye başladı adam. Hava soğuktu, çok soğuktu. Bu soğuk havaya rağmen evine yürüyerek giden adam, yolda bir kadınla karşı karşıya geldi. Güzel olmamasına rağmen farklı bir şey bulduğu o kadına doğru baktı adam. Sanki bir yerden tanıdık gelmişti. Birine benzetmişti. Pek fazla dayanamadı, bu kadının fazla olan albenisine. Özgüveni pek fazla olmayan adam, kendinden beklenmeyen bir özveriyle kadının yanına gitti, konuşmaya başladı. Her şey beklediğinden daha güzel gitmiş, kadınla konuşmaya başlamış, bir şeyler içmeye karar vermişlerdi.

Kadında anlaşılamayan bir gizem vardı. Adamın hoşuna gitmeye başlamıştı bu durum. Kadının bu kadar çekici olmasına bir türlü anlam verememesi, onun için sinir bozucu ama güzel bir şeydi. Daha sonra kadın, kendisini dinleyen ve pek konuşmayı beceremeyen adamın liseden bir arkadaşı olduğunu hatırladı. Adam da bu kadının, liseden tanıdığı bir kız olduğunu hatırladı. O muhteşemlik bozulur gibi oldu. Ama her ikisi de bu durumu unutmuş gibi yapıp, hiç tanımıyormuş gibi konuşmaya devam ettiler. Bir şeyler daha içtikten sonra beraber mekandan ayrıldılar. Adam uzun zamanın ardından ilk kez bu kadar kendini mutlu hissediyordu. Kadın ise ilk defa bir erkek tarafından seks objesi olarak görülmüyordu belki de. Bunlar kendileri için çok önemliydi. Adam, kadını evine bıraktı. Ve bıraktığı zaman yarın buluşmak için bir araya gelme teklifini sunmuştu kadına. Kadın ise 31 Aralık gününde buluşacaklarını söyleyip, evine girdi.

Evine rötarlı bir şekilde dönen adam, kendini huzurlu hissediyordu. Yatağını yatıp, tavana bakmaya başladı. İçinde anlayamadığı bir mutluluk ve garip duygular vardı. Başını yastığa koydu ve sabah uyandığı zaman uzun zaman sonra ilk defa bu kadar rahat uyuduğunu hatırladı. Buluşma saatine hazırlanan adamın aklına, bir şeyler geldi. Kendisine huzur veren kadının tüm arkadaşlarına “seni seviyorum” demişti adam. O arkadaşları da bu duruma inanmadıkları için, pek ciddiye almamışlardı. Bu durumun bir sorun olup, olmayacağını düşünürken adam, o kadının da lisedeyken neredeyse tüm arkadaşlarının nasıl seviştiklerini anlattıkları kadındı. Çoğu ile sevgili olmadan öpüşüp, sevişmesi kadından soğumak için harika bir nedendi ama adam bu durumu görmezden geldi. Arkadaşlarının anlattığına göre, yatakta da ne yapacaklarını biliyordu kadın. Fantezileri çok iyiydi! Ama konu bu değildi.. Adam bunları düşünmemeye çalıştı, çünkü düşündükçe morali bozuluyordu..

Buluşma saati geldi.. Adam ile kadın dün gece takıldıkları mekanda yeniden buluştular. Kadın çok güzel giyinmişti. Dekolteli, açık siyah bir elbiseydi. Konuşmaya devam ettikçe, birbirlerine ne kadar benzediklerini anlıyorlardı. Adam kadının yanında kendini güçlü hissetmeye devam ederken, kadın da hiç olmadığı kadar kendini mutlu hissediyordu. Mekan artık onlar için çok gürültülü olmaya başlamışlardı. Adamın teyzesinin evine gitme fikri çok iyi bir fikirdi onlar adına. Mekandan ayrıldıktan sonra adamın teyzesinin evine gittiler. Birbirlerini tanımaya çalışan ikilinin ortak paydaları çoktu ve bu ikisini de şaşırtmaya devam ediyordu. Kadının yaptığı en güzel şey, ne yapacağını çok iyi bilmeseydi. Her şeyi doğru zamanda, doğru şekilde yapıyordu. Bu durum da onu farklı kılıyordu adam için. Kadın, pek fazla dayanamadı. “Bana kimse bu kadar farklı, güzel şeyler hissetmemişti.” dedi. Ona karşı çok büyük duygular beslediğini söyledi. Sanki bunun büyü olduğunu ve bozulacağından korkacağını söyledi kadın. Bir de dün adama bir yazı yazdığını söyleyerek, adam için yazdığı kadına okutturdu adama. Adam şaşırmıştı, çünkü bu yazı çok güzel bir yazıydı. O yazının ardından, adam da o yazıya karşılık vermek istedi. Bir şeyler söyleyecek gibi oldu ama duygularının yoğunluğundan dolayı konuşamadı, ne dese saçmalayacaktı adam. Bunun farkına vardığı için sustu. Kadının dudağından öptü, siyah elbisesinin kısa olmasından dolayı, bacaklarına da dokundu. İlk kez böyle bir şey hissediyordu. Fenomen olduğu için düşürdüğü kızlar gibi değildi veya barda tanıştığı kendinden büyük kadınlar gibi de değildi. Çok farklıydı. Kadın arkadaşlarının da dediği gibi, yatakta da ne yapacağını çok iyi biliyordu. Femme Fetaleydi bu kadın! En güzel böyle özetlenirdi.

Adam en güzel orgazmını yaşamıştı. Kadın da kendini ilk kez değerli olarak hissederek, yaşıyordu bu duyguyu. Takvim 1 Şubat’ı gösteriyordu artık. Kadın arkasına dönüp, yatıyordu. Adamın en sevmediği de şey buydu ama olsun, bu sefer pek aldırmadı. Arkadaşlarının nasıl seviştiğini anlatıp durduğu, çıkmadan öpüştüklerinden bahsettiği kız yanındaydı adamın. Öyle biri olmadığını düşündü. Devlet onaylı sevmek adama göre değildi ama bu kadını devlet onayı alarak da sevebilirdin. Öyle düşünüyordu adam. Şubat ayı, güzellikle başlamıştı artık ikisi için.. Adam da uyuya kaldı sonunda..

1 Şubat sabahına uyandı adam. Güneş açmıştı. Kadının kafası adamın göğsündeydi, kadın uyuyordu. Adam kadın uyanınca dinlemeleri için hemen bir play list hazırladı. Kendi play listi Sıla, Neşet Ertaş, Mehmet Erdem gibi isimlerden oluşuyordu ama kadın bunları sevmezdi yani en azından daha çok sevdiği şarkılardan bir yeni play list hazırladı. Armin van Buuren, Enrique Iglesias gibi isimlerden oluşan bir play list hazırladı adam, hiç tarzı olmamasına rağmen. Bununla yetinmedi adam, dışarı çıktı, yemek için bir şeyler aldı. Kahvaltıyı hazırladı. Geriye tek bir şey eksikti, bunların hazırlanmasına neden olan kadının uyanmasıydı eksik olan. Adam yatağında yatan kadına baktı, haksızlık yapıldığını düşünüp durdu. Tamam iyi sevişiyor, yabancı şarkılarının sözlerini yazarak, paylaşıyor. Biraz da Kezbanlık var ve gelecekle ilgili düşünceleri de farksız ama bu gibi sorunları değiştiririz diye düşündü adam.

Kadın uyandı, siyah sütyenini giydi. Çok mutluydu, masadaki kahvaltı, çalmaya başlayan kısık sesli müzikler, çok hoşuna gitmişti. Her şey çok mükemmeldi, yüzünü yıkadı, adamın dudağından öptü, masaya oturdu. Adam güne ona iltifat ederek başladı. Kadın ise tebessüm etti ama kahvaltı tabağından bir şey almadı. Adam bir şeyler sezdi.. “Bir şey mi oldu?”  Kadını birden bire mutsuzluk kapladı.. “Bak gerçekten çok teşekkür ederim ama ben çok mutluyum. Ben bu kadar mutlu olmak istemiyorum” dedi, adam şaşırdı.. Biri bu kadar mutluyken neden bundan mutsuzluk duyar? Hem mutsuz olacakken, beraber oluruz işte diye düşündü ama bir şey demedi.. “Anlamadım” dedi sadece. Kadın devam etti; “O ilk gün olanlar çok büyülüydü. Öyle olması lazımdı, öyle oldu. Ben biriyle gelecek mutluluğu pek düşünmüyorum.. Yaşandı bitti, bizim için farklı bir anı olarak kalsın bu.. Özel duygular yaşattın, yaşattım, öyle kalsın.. Şubat ayı en sevdiğim aydı ama artık onu sevmem için geçerli bir nedenim de var, bırak öyle kalsın..” dedi, adam bunu komik buldu, tebessüm etti. Adam masadan kalktı, kendisine bir kola doldurdu. Playstation’u açtı, takımını seçip, maç oynamaya hazırdı. Masada kalan kadın ise, erkek gömleğini çıkardı, üstünü giydi, montunu giyip, iyice kapattı. Adam maçın açılmasını beklerken, “hayır madem böyle bir şey istiyordun fuckbuddy takılırdık ne güzel. Niye duyguyu katıyorsun sen işe? Duyguyu katan sensin.. Bağlanmak Yok filmindeki gibi olurduk işte, istediğin gibi..” dedi içinden.. Kadın adamın yanına geldi. Öpmek için sokuldu adama ama adam kafasını geri çekti. Kadın ise çantasını alıp, kapıya doğru yürüdü, arkasına baktı ve adam 1-0 öne geçmeyi başarmıştı maçın ilk dakikalarında. Kapıyı hızlıca çekip çıktı evden.

Adam kendine kızdı. Kendisine kızmanın nedeni; muhtemelen bir kaç sene sonra Ümraniye’de, sabah kuşağı izleyip, çocuklarını büyütürken, koca dayağına sessiz kalacak  türdeki kadının duygularına inanıp, ona karşılık verdiği için kendine kızıyordu. Ne güzel, bir kıza adım atıyor gibi yapıp, karşı taraf adım atınca, geri adım atmak onun işiydi, öyle daha mutluydu.. Arkadaşları yine haklı çıktığı için kendine kızdı.. Kasım’da Aşk Başkadır’a benzetti bu durumu.. Güzel olan tek Şubat, bundan sonra ülkenin gördüğü en iyi TV işlerinden olan, Şubat dizisiydi..  Adam oynadığı maçı, 1-3 kaybetmişti bir de ama olsun..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder