Televizyonda gördüğüm dünyanın en güzel varlığı Saki'ye ve bağzı şeylere!
Ozan ile Özgürlük Parkı’na gitmiş ve oturuyorduk. Bir tarafta Sıla bize eşlik ederken, Sıla’ya ise ikişer tane bomonti eşlik ediyordu. Televizyonda gördüğüm Sinem üzerinden başlayan muhabbet yine onun üzerinden devam ediyordu. Ben Sinem’i anlatmaktan sıkılmazdım, Ozan da dinlemekten sıkılmazdı. Ozan çok garip bir adamdı, hiç bir zaman çözemedim ben onu. Ben ne yaparsam yapayım, hep yanımda olur, beni konuşma sırası kendisine gelsin diye dinlemezdi, dinlemek istediği için dinlerdi.
Kızlardan, futboldan, Melo’nun yılan hikayesine dönen transferinden konuşurken, Sinem’in instagram hesabından paylaştığı fotoğrafla her şey daha kötüye gitti. Gösterip elletmeyen kız elletti, futbolda şike aklandı, Melo’nun transferi olmadı ve dünya tersine dönmeye başladı. Biz 90′lı çocuklar bir garibiz; üzülmek, kıskanmak veya sinirlenmeyi bile instagram ile yapıyoruz! Kimdi bu çocuk? Sinem ona neden bu kadar yakın? Sinem’in yanında dünyanın en kusursuz erkeği bile olsa, ben yine yakıştıramayacaktım ya neyse çünkü o dünyanın en kusursuz varlığıydı. Belki en imkansızı idi, en zoruydu, ben de olmayacağını biliyordum ama benim asla bıkmayacağım ama kıyamayıp bakamadığım Sinem’e bir erkeğin bu kadar yakın olması sinir bozucuydu, ah bir de şu gereksiz sahiplenmemiz olmasa..
Sinem güzel bir kızdı, ona hiçbir erkek hayır diyemezdi, herkes onu isterdi. Ben ise bunları düşünüp düşünüp bazı senaryolar kurar, kafayı yemem ile kalırdım. Ozan’a baktım, yola bakıyordu, ben de baktım.
“Ozan” dedim.. “Ben bu Sinem’e aşığım, deliler gibi seviyorum. Köpekler gibi. Karşılık olmayacağını zaten biliyorum ama.. Karşılık beklemek kimin umurunda? Ondan bunu anlamasını da bekleme, karşılık beklemeden bir şey yapmayı anlamasını bekleme.”
“Doğru..”
“Ozan keşke yakışıklı olsaydım, ondan 4 yaş küçük olmasaydım, onun istediği o muhteşem arabanın sahibi ben olsaydım, en azından bunları sana söylemek yerine telefonla arayıp ona söyleseydim. Ama seni sevmeyen birini arayamazsın ancak onun aramasını bekler, 23 dakikalık telefon konuşmasında Necati Şaşmaz olur saçmalarsın.”
“Doğru..”
“Bak Ozan esasında Sinem gibi kızları etkilemek kolaydır. Ne kadar çok seversen önemli olmaz, istersen aşkından öl, umurunda olmaz. Çünkü onun sevdiği önemlidir. Bir spor araba, güzel bir yazlık, bir ev, nereden geldiği belli olmayan para, kendisine para veren baba, ne kadar sevdiğin önemli olmaz, değildir.”
“Yok buraya bakılırsa senin de ufak şansın doğuyor demektir. Sen de okuldan atıldın, baba parası yiyorsun?”
“Ozan.. Ona benden bahset.. Yabancı dili var de ama bilgisayar oyunlarından öğrendiğimi söyleme. Küfür ettiğimi de söyleme beni küfürbaz zannetmesin. Siyasetten anlamadığımı da söyleme, muhafazakar olduğum tek şeyin kendisi olduğunu, devrim gerçekleştirmek istediğim tek yerin ise kalbi olduğunu söyle. Her gün 2.5 litre kola içtiğimi de söyleme bilmesin. Çayın bana daha yakın geldiğini de söyleme, kahve de ona, başarısız bir erkek olduğumu anlamasın. Tanısan çok seversin de.. Yada deme.. Ona ben söyledim o da çok güldü, çok güzel güldü. Sen ona durduk yerde bu kadar güzel söylememesini söyle, benim olmayacağımı bilsem de benim kıskandığımı bilsin. Baytarın hayvanların diş doktoru olduğunu bildiğimi de söyleme, beni ukala sanmasın. Bu arada Ozan, ona ve arkadaşlarına 96′lı olduğumu söylememelerini söyle, bir ismimin ve kalbimin olduğunu hatırlat onlara.”
“Tamam..”
“Bak Ozan.. Hop? Şşt? Daha Sinem’in ne kadar güzel güldüğünü? Kimsenin onu benim kadar sevemeyeceğini, Sarı Lacivert’in bile yakıştığını söyleyecektim.. Şşt kime diyorum ben?”
Derken o gitti. Ben, Sinem’in hayali ve Sıla kaldık.. O parkta sahipsiz bir köpek gibi, güzel bir sevişmenin sabahında gelen “üzgünüm, sarhoştum” gibi orada kaldım, oracıkta oturdum..
Sinem gelmedi, herkes gitmeye başladı.
Önce en yakın arkadaşım Ozan gitti..
Daha sonra aklım gitti benden, ben gittim kendimden..
Dünyanın en güzel kızı gelmedi ve herkes gitmeye başladı.
O gelmemişken, herkesin gitmesi pek önemli değildi.
Peki ne kaldı bu aşktan geriye? Bir duvar yazısı..
Ne yazıyordu o duvar yazısında?
“Kahrolsun bağzı şeyler..”
Kahrolsun imkansız aşklar..
Kahrolsun yakışıklı herifler..
Kahrolsun güzel hatunlar..
Kahrolsun 10 saatlik çekimden, 2 saatlik bölümünde kızları istediği gibi gösteren yarışma programı..
Kahrolsun yaş farklılıkları..
Kahrolsun popüler kültür..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder