Pages

Televizyonda Gördüğüm Kadın


Televizyonda gördüğüm dünyanın en güzel varlığı Sinem Akyol'a..


14 Temmuz 2013 Pazar günü televizyon kanalları arasında gelip giderken, bir kanalda yeni başlayan bir yarışma programına denk geldim. Diğer kanalların reklam olmasından dolayı, biraz bakınmak istemiştim. Daha sonra onu gördüm, bu saçma yarışma programını bile defalarca izlememe neden olabilecek evrenin en güzel ve en mükemmel varlığını gördüm.

Onu gördükten sonra her şey durdu sanki. Bir taraftan oynadığım Football Manager oyunu durdu önce, daha sonra onun yanında bulunan diğerleri durdu, tüm insanlar durdu, sadece ben ve televizyonda gördüğüm dünyanın en güzel varlığı kaldık. Dinlediğim tüm şarkılar yeni bir anlam kazandı, geçen gün izlediğim ve izlerken neden gözlerimin dolduğunu bilmediğim romantik filmin bir nedeni vardı. Olabilecek en güzel neden.
Televizyonda duran o güzelliği izlerken, bir taraftan evlilik programlarındaki insanlara hak verdim. Aşk bazen bu olabiliyor sanırım, televizyonda gördüğün birine bir şeyler besleyebiliyorsun. En azından öyle hissediyorsun, öyle düşünüyorsun, öyle olduğuna inanmak istiyorsun. Bir klişe vardır, herkes bilir. “Ayrı dünyaların insanlarıyız” ama bu klişe ben ve dünyanın gelmiş geçmiş en güzel kadını için doğru bir klişeydi. Belki klişeydi ama öyleydi. Çünkü çok güzeldi, ben ise değildim. Onu gören herkes onu sevebilirdi, beni ise kimse sevmezdi. Benim aradığım oydu, onun aradığı kişi ben değildim. O beni dünyadaki tek erkek kalsam görmezdi, ben onu milyonların yarıştığı bir programda bile görür, ayırt edebilirdim. O dünyanın en güzel varlığıydı, ben ise dünyanın en gereksiz varlığı. Olsam da olur, olmasam da.

Yarışma programı bitmiş, artık televizyon tüm işlevlerini kaybetmiş, gereksiz bir şey olmuştu. Televizyonu anlamlı kılan Leyla ile Mecnun dizisinin tatil, Behzat Ç. dizisinin sona erdiği bu dönemde, onu anlamlı kılacak biri daha vardı ki yarışmanın bitmesi ile o da yoktu artık. Ben ise hemen onu aramaya koyuldum. Facebook profili yoktu, twitter profilini buldum. Kullanıcı adını arattığım da kendisini arayanın tek ben olmadığını gördüm. Bunlar normal, yeryüzünde onu beğenmeyecek birinin olduğunu düşünmüyorum zaten. Ben ise onlar gibi değildim, onların ne istediği belli, neler düşündükleri de, ben öyle değildim. Benim istediğim bir şey yoktu, sadece alabilirsem bir kalbini bir de varsa soğuk bir suyunu alırdım, malum oruç. Diğer tüm sosyal medya hesaplarını buldum, neler sevdiğini, neler sevmediklerini, fotoğraflarını. Fenerbahçeli olup, benden 3 yaş büyük olduğunu öğrenince moralim bozuldu ama olsun, imkansız olan bir aşkın, daha imkansız olmasının kimseye bir zararı yok. Bana bile.

Ben ona güzel olduğunu söylemek istedim ama daha önceden kaç kişi güzel olduğunu söylemiştir zaten. Ben seni, çok sevdiğimi söylemeyi düşündüm ama seni herkes sever zaten. Ben senin, benim için evrenin en önemli varlığı olduğunu söyleyecektim ama boş ver, benim dünyamdan sanane di mi zaten.

Bu yazı televizyonda gördüğü çok ama çok güzel bir kadına bile hayatını adamaya hazır olan birinden, dünyanın en güzel varlığı için gelsin. Sıradaki parça ise yine evrenin en güzel kadınlarından biri olan Sıla ablamızdan geliyor; “Sen bana yar olmadıktan sonra, ben elleri neyleyeyim?”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder